Skip to content

Mahal Aura Sanat İnisiyatifi yerelde gezici, multi-disipliner sanat hareketi planlamalarını sürdürüyor. Mekânın aurasının sanatsal üretim süreçlerine etkisine dikkat çekmek isteyen projeler, sürecin ön planda olduğu, sürdürülebilir karşılaşmalar yaşatmayı odağına alıyor. Konumlandığı yerin kültürel özelliklerine, tarihine ve arkeolojisine göre şekillenen Mahal Aura projeleri, yereldeki zanaatkarların atölyelerini farklı disiplinlerden gelen sanatçılara üretim alanı olarak sunuyor. Zamanla önemli kültür mekanlarına dönüşmüş olan bu atölyeler, mikro-kültürel hafıza mekanları olarak sanatçılara geçmiş ve şimdi arasında holistik bir bakışla üretim imkânı yaratıyor. Mahal Aura, gelecekteki projelerinde sanatçıları, doğa ve kültür ekseninde doğadaki kadim yaratıcı pratikleri de deneyimleyebilecekleri ekolojik temelli projelerde bir araya getirmeyi hedefliyor. Mahal Aura, gelecekteki projelerinde sanatçıları, doğa ve kültür ekseninde doğadaki kadim yaratıcı pratikleri de deneyimleyebilecekleri ekolojik temelli projelerde bir araya getirmeyi hedefliyor.

Mahal Aura; zamanın yıkıcı etkisine rağmen kuytu köşelerde varlığını sürdüren, kişisel olan ile toplumsal olanı, geçmiş ile şimdiyi birbirine bağlayan, kültürel üretimlerin, bedensel izlerin, nesnelerin, anıların barındığı hafıza mekânlarının izni süren, sanatçıları bu tür mikro-kültürel üretim mekânlarıyla buluşturarak nesnelere hapsolmuş geçmiş ile temas kurmalarını ve geçmiş deneyimlerle ilişkiye geçerek şimdi ve burada üretimlerini yapmalarını teşvik eden, bir üretim ve sergileme platformudur.

Varoluş anlamındaki ‘kevn’ sözcüğünden kökenlenen mekân, bir şeyin varlık haline geldiği, varlığını sürdürdüğü, üretirken kendisini de üretip dönüştürdüğü yer demek. John Berger’in belirttiği gibi, “bizden önemli sonuçları gizleyen artık zamandan çok mekândır”. [1] Geçmiş asla geçmez; geçmişin deneyimleri akan zamana rağmen mekânların içinde birikir ve keşfedilmeyi bekler. Beden de bir mekândır: “Beden kendisini mekân içinde üretirken mekânı da üretir… her beden bir mekândır ve mekâna sahiptir[2] (Henri Lefebvre). Mahal Aura; görsel, fiziksel ve işitsel mekânlar üreten mekânlar olarak sanatçıları, içlerinde geçmişin kişisel ve toplumsal kuvvetlerinin biriktiği hafıza mekânlarıyla buluşturarak, bir mekân olarak sanatçının kendi bedeninde de edimselleşmeyi bekleyen gizil kuvvetleri açığa çıkarmasını sağlayacak ortamlar yaratır.

Mahal Aura; nesnelerin içinde hapsolmuş, karşılaşmadığımız sürece nesnelerde sonsuza kadar hapis kalacak hafızayı hapsedildiği yerden kurtaracak karşılaşmalar, buluşmalar yaratarak kolektif toplumsal hafızaya katkıda bulunur. “Aslında hayatımızın her saati, tıpkı kimi halk efsanelerindeki ölülerin ruhları gibi, ölür ölmez somut bir nesnenin içine gizlenerek onda vücut bulur. Oraya hapsolur ve biz o nesneye rastlamazsak, temelli orada hapis kalır. Biz nesne aracılığıyla onu tanır, çağırırız, o zaman kurtulur[3] (Marcel Proust).

[1] Edward W. Soja, Postmodern Coğrafyalar, Sel yayıncılık, 2017

[2] Henri Lefebvre, Mekanın Üretimi, İstanbul, Sel Yayıncılık, 2014

[3] Marcel Proust, Marcel Proust, Ankara, Doğu Batı Yayınları, 2006

EKİP